Robert Nava, 11 yaşından 27 yaşına kadar zamanının çoğunu ıslahevlerinde geçirdi.
Çeşitli suçlardan hüküm giydi ve yasadışı uyuşturucu kullanımıyla ilgili ciddi sorunları vardı.
Eski bir suçlu olarak Nava, 2007’de California Eyalet Hapishanesinden salıverildikten sonra kendisini birden fazla ticari girişimde bulunmaya iten bu içten içe, yakıcı arzunun olduğunu itiraf ediyor.
Sayısız başarısızlıktan sonra, sonunda National Parks Depot ile başarıya ulaştı – şimdi dış mekan malzemeleri satan büyük bir çevrimiçi mağaza.
Nava için başarı tam da doğru zamanda geldi.
Ailesi geçinmek için çabalarken, o mütevazı bir Facebook sayfası üzerinden online satış yapmayı denedi.
Nava, özel gömlekler satarak ve dünyanın her yerindeki milli parkların fotoğraflarını yayınlayarak sosyal varlığını inşa etti.
Sonunda, zaten sahip olmadığı ürünlere erişmek için dropshipping’i denedi.
Nava’nın yeterince büyük bir Facebook takipçisi olmadığı için Facebook reklamlarına girişti.
Ancak, mali durumu dibe vurduğundan (aslında kirasını bile ödeyemiyordu), küçük bir bütçeyle başlamaya karar verdi.
Ücretli reklam için 60 dolar yatırdı ve karşılığında ne kadar alacağını, hatta kendisine kar getirip getirmeyeceğini görmek için bekledi.
Şaşırtıcı bir şekilde, 60 dolarlık reklam bütçesi, daha ilk gün satışlarda ona 1000 dolar kazandırdı.
Daha sonra ikinci gün bütçesini iki katına çıkardı ve bu da satışlarının neredeyse iki katına çıkmasına neden oldu.
Sadece durulayıp stratejiyi tekrarlayarak, işi 1 ayda fırladı.
Burdan çıkarmamız gereken mesaj çevrimiçi girişimciliğin en büyük avantajlarından birinin, kim olduğunuzun veya geçmişte ne yaptığınızın önemli olmamasıdır. Önemli olann, seçtiğiniz sektöre girmeye karar verdikten sonra ne yaptığınızdır.